İlk yazım siyaset üzerine olması umarım blogum için hayırlı olur. Ki bu siyaset yazısı öyle böyle bir mevzuda değil. Dünyaya hükmeden ülke dediğimiz ABD, bu sabahın ilk ışıklarında bir ilk ile yeni başkanını dünyaya duyurdu. Babası Kenyalı bir siyahi, annesi ise Kansaslı bir beyaz, 1961 doğumlu, hukuk mezunu, protestan inancı olan ve dedeside Müslüman olan Obama, ABD'nin başkanlık seçimlerini kazanarak bir ilki gerçekleştirdi. O ABD'nin ilk siyahi başkanı oldu. Seçimlerde kullandığı "CHANGE" (Değişim) slogunu ise büyük rol oynadı. Amerikalıları silahtan, şiddetten uzaklaştırıp, daha ılımlı, barış ve huzur içinde bir değişime sokabileceğini anlatmayı başardı. Tabi Obama'nın işi okadar da kolay değil. Öyle bir döneme denk geldi ki o da bildiğiniz gibi, dünya olarak başta ABD, büyük ekonomik kriz içerisinde. Bu sebepten Obama'yı sıkıntılı bir start bekliyor.Seçim kampanyaları esnasında Obama'nın ağzında çıkan sözlerden biri de Ermenistan ile görüşmeleri esnasında sözde soykırımı tanıyacağına yönelikti. Dilerim bu cümlesi seçim kampanyası sırasında ağzından çıktığı gibi kalır. Şahsi fikrim olarak Obama'yı konulara ılımlı, saldırı yerine samimi ve sıcak yaklaşan bir lider olarak görüyorum.
Siyaseti sevmiyorum. Ama siyasetin de varolması gerektiğini çok iyi bilenlerdenim. Uzun lafın kısası daha fazla siyaset üzerine konuşmadan sözlerimi, Barack Obama'nın isminin anlamı gibi başta ABD olmak üzere dünyaya "bereket" (barış bereketi) getirmesi dileklerimle noktalıyorum.
